Abdestle nurlanır yüzler,
Namazla yaklaşır Allaha gönüller.
Merhemdir ibadet ve şükürler,
Gönülden edilen zikirler.
Ne mutlu iman edenlere,
Bu yıl da ulaştık ayların sultanına.
Evlerimiz Halil İbrahim bereketiyle dola!
Kötü huylarımız yok ola!
Şükür sana kavuşturana.
Bir başkadır Ramazan,peygamber yurdunda.
Çağır bizi Ya Rabb!
Mekke-Medine yine gönlümde.
Aşkının ateşiyle.
Gözyaşlarıyla yakardık,
Durduk divanına,
El açtık dua dua ,günahımız ile.
Ramazan ayı hepimize mübarek ola!
8 Eylül 2007 Cumartesi
3 Eylül 2007 Pazartesi
Yaprak Misali
Boğazında bir acı şimdi,
Koca bir halat bağlı yüreğinde,
Söküp atmak istesen de,
Duygular düğüm düğüm beyninde.
Geceleyin çöker gözlerine,
Ayın hüznü,
Yalnızlığın gürültüsü içinde,
Çırpınır durursun çaresizce.
Özlenilen gelmeye niyetli değilse,
Bir de sen ahhh çek feleğe!
Terkettiğin ıslak mazin ise,
Bırak zaman yeli kurutur,
Gözyaşlarını elbette.
Özlesen de deli gibi,
Bir yapraksın sen,
Sonbahar yaprakları gibi,
Sararmış...
Mahzun bir gelin gibi.
Onun gözünde sen güz mevsimi,
Diğer yapraklar gibi.
Oysa ki...
Sen hiç baharlara yenik düşmedin ki!
Koca bir halat bağlı yüreğinde,
Söküp atmak istesen de,
Duygular düğüm düğüm beyninde.
Geceleyin çöker gözlerine,
Ayın hüznü,
Yalnızlığın gürültüsü içinde,
Çırpınır durursun çaresizce.
Özlenilen gelmeye niyetli değilse,
Bir de sen ahhh çek feleğe!
Terkettiğin ıslak mazin ise,
Bırak zaman yeli kurutur,
Gözyaşlarını elbette.
Özlesen de deli gibi,
Bir yapraksın sen,
Sonbahar yaprakları gibi,
Sararmış...
Mahzun bir gelin gibi.
Onun gözünde sen güz mevsimi,
Diğer yapraklar gibi.
Oysa ki...
Sen hiç baharlara yenik düşmedin ki!
29 Ağustos 2007 Çarşamba
Ne Çok İsterdim...
Güneş bugün de bana el sallıyor gökyüzünden,
Gel dercesine ışıklarını gözüme gözüme...
Bir an unutuyorum veee
Doğruluyorum oturduğum yerden ama nafile!
Oysa ki ben de koşmak, oynamak isterdim,
Çocukluğumu yaşamak doyasıya.
Ağlıyorum halime ama yine de,
Şükrediyorum.
Güzellikleri gören gözlerim için,
Sevdiğim şarkıcıdan dinleyebildiğim nağmeleri,
İşiten kulaklarım için.
Teselli etsem de kendimi,
Ağrıma gidiyor be kardeş!
Ben de akranlarımla top oynamak,
Kan ter içinde ordan oraya koşturmak.
Sevdiğimin karşısına dimdik çıkmak.
Ahh ne çok isterdim bilmezsiniz.
Şükret kardeş!
Dağ gibi ayaktasın sen.
Beni sorarsan,
Kırık bir dal parçası gibiyim.
Şükret haline,
İstesen yağmurda çıkar yürürsün.
Bense penceremden seyrediyorum geçen mevsimleri.
Sokakta sarmaş dolaş aşıkları,
Bağıraşarak oynayan çocukları,
Hep hasretle seyrediyorum.
Olsun be kardeş!
Rüyalarımda koşup, oynuyorum ya,
İşte benim küçük mutluluğum.
Yaşama bağlayan hülyâlarım.
Gel dercesine ışıklarını gözüme gözüme...
Bir an unutuyorum veee
Doğruluyorum oturduğum yerden ama nafile!
Oysa ki ben de koşmak, oynamak isterdim,
Çocukluğumu yaşamak doyasıya.
Ağlıyorum halime ama yine de,
Şükrediyorum.
Güzellikleri gören gözlerim için,
Sevdiğim şarkıcıdan dinleyebildiğim nağmeleri,
İşiten kulaklarım için.
Teselli etsem de kendimi,
Ağrıma gidiyor be kardeş!
Ben de akranlarımla top oynamak,
Kan ter içinde ordan oraya koşturmak.
Sevdiğimin karşısına dimdik çıkmak.
Ahh ne çok isterdim bilmezsiniz.
Şükret kardeş!
Dağ gibi ayaktasın sen.
Beni sorarsan,
Kırık bir dal parçası gibiyim.
Şükret haline,
İstesen yağmurda çıkar yürürsün.
Bense penceremden seyrediyorum geçen mevsimleri.
Sokakta sarmaş dolaş aşıkları,
Bağıraşarak oynayan çocukları,
Hep hasretle seyrediyorum.
Olsun be kardeş!
Rüyalarımda koşup, oynuyorum ya,
İşte benim küçük mutluluğum.
Yaşama bağlayan hülyâlarım.
25 Ağustos 2007 Cumartesi
Benden Uzaklara
Şimdi çekip gidiyorsun,
Benden çok uzaklara,
Ne hallerdeyim bilmiyorsun?
Nefesinden, kokundan uzak,
Kalabalıklar içinde,hep seni arayacağım.
Sıcak bir bakışa aldanacağım kim bilir.
Çok mu gördün şefkâti,sevmeyi?
Oysa ki seni geceye yazmıştım,
Seni ömrüme katmıştım.
Düşlerimizi canıma katık yapmıştım.
Güneş kıskanmıştı saçlarındaki parlaklığı,
Yıldızlar gözlerinin içindeki ışıltıyı.
Şimdi bırak git,her şeyi!
Gözyaşlarım gebe ayrılığa.
Yaşayabiliyorsan yaşa, gideceğin yerde.
Ben her sabah bir küçük mutluluk bulurum,
Sen bana üzülme!
Ahh!
Sevgide cömert olamadık,
Nefrette olduğu kadar.
İşte ben!
Ben!
Buna yanıyorum.
Benden çok uzaklara,
Ne hallerdeyim bilmiyorsun?
Nefesinden, kokundan uzak,
Kalabalıklar içinde,hep seni arayacağım.
Sıcak bir bakışa aldanacağım kim bilir.
Çok mu gördün şefkâti,sevmeyi?
Oysa ki seni geceye yazmıştım,
Seni ömrüme katmıştım.
Düşlerimizi canıma katık yapmıştım.
Güneş kıskanmıştı saçlarındaki parlaklığı,
Yıldızlar gözlerinin içindeki ışıltıyı.
Şimdi bırak git,her şeyi!
Gözyaşlarım gebe ayrılığa.
Yaşayabiliyorsan yaşa, gideceğin yerde.
Ben her sabah bir küçük mutluluk bulurum,
Sen bana üzülme!
Ahh!
Sevgide cömert olamadık,
Nefrette olduğu kadar.
İşte ben!
Ben!
Buna yanıyorum.
23 Ağustos 2007 Perşembe
Deprem Görmüş Yüreğim
Uzun zaman aldı, kalemle sohbetim.
Kâğıtlar bana küstü bilirim,
Mısralar şaşıp kalsa da bu halime,
Söylenecek ne çok şey var ,
Deprem görmüş yüreğimde.
Kuşlar bir garip şakıyor,
Ağaçlar boynunu bükmüş,
Sanki gizli,onlar da sitemde.
Depremler var yüreğimde,
Sebebi bende saklı.
Sorma sakın niye?
Rüzgâr fısıldarken bamtelime,
Harabeye dönmüş bedenimle,
Alay edercesine güneş ,
Yine gözümün içine selam etmekte.
Alıp başımı gitsem diyorum,
Dağları arkama duvar diye örüyorum,
Bir feryad kopsa uzakta,
Deprem görmüş yüreğimden sanıyorum.
Bir haykırış say, bu yazdıklarımı,
Enkaz altında çırpınışta, bir can say.
Şiir desem şiir değil!
Dizeler şimdi dövüşte,
Kelimeler de beni terk etmekte...
Kâğıtlar bana küstü bilirim,
Mısralar şaşıp kalsa da bu halime,
Söylenecek ne çok şey var ,
Deprem görmüş yüreğimde.
Kuşlar bir garip şakıyor,
Ağaçlar boynunu bükmüş,
Sanki gizli,onlar da sitemde.
Depremler var yüreğimde,
Sebebi bende saklı.
Sorma sakın niye?
Rüzgâr fısıldarken bamtelime,
Harabeye dönmüş bedenimle,
Alay edercesine güneş ,
Yine gözümün içine selam etmekte.
Alıp başımı gitsem diyorum,
Dağları arkama duvar diye örüyorum,
Bir feryad kopsa uzakta,
Deprem görmüş yüreğimden sanıyorum.
Bir haykırış say, bu yazdıklarımı,
Enkaz altında çırpınışta, bir can say.
Şiir desem şiir değil!
Dizeler şimdi dövüşte,
Kelimeler de beni terk etmekte...
15 Ağustos 2007 Çarşamba
Geçmişe Özlem
Suskunluğun çığlığıdır yalnızlığın,
Ayak sesleri çoğalır,yüreğinin kaldırımlarında.
Kabullenmek zor olsa da aslında,
Martılar uçar semalara,kanat çırpınışları,
Korkuların.
Gökkuşağı ise gizli mücevheratın olur,
Boş sarı odalarda.
Zamanlı zamansız kaybolursun,
Yolculuğa çıkarsın gönül rıhtımından uzaklara...
Gitsen de maziye,
Dalsa da gözlerin düşlerinin ardına,
Özlediğin çocukluğun ,
Bir bir yenik düştü,
Yetişkinliğin saltanatında.
Ömür denen rengârenk yolculukta.
Ufacık bir çocuk günün birinde,
Selam verirse, arka sokaklarda,
En umulmaz zamanda,
Unutma çocukluğun sana selam yollamakta.
Gülümse yaşanan güzel anılara,
Hayata!
Ayak sesleri çoğalır,yüreğinin kaldırımlarında.
Kabullenmek zor olsa da aslında,
Martılar uçar semalara,kanat çırpınışları,
Korkuların.
Gökkuşağı ise gizli mücevheratın olur,
Boş sarı odalarda.
Zamanlı zamansız kaybolursun,
Yolculuğa çıkarsın gönül rıhtımından uzaklara...
Gitsen de maziye,
Dalsa da gözlerin düşlerinin ardına,
Özlediğin çocukluğun ,
Bir bir yenik düştü,
Yetişkinliğin saltanatında.
Ömür denen rengârenk yolculukta.
Ufacık bir çocuk günün birinde,
Selam verirse, arka sokaklarda,
En umulmaz zamanda,
Unutma çocukluğun sana selam yollamakta.
Gülümse yaşanan güzel anılara,
Hayata!
10 Ağustos 2007 Cuma
Güllerin Efendisine
Medinenin Gülü,
Yaralı gönüllerimizin tek ilacı,
Muhammed Mustafadır,
Allahın habibi,
Biz aciz kulların şefaat ümidi.
Arşa yükseldi Muhammed,
Beş vakit namaz oldu farz.
Artık kendimizi düzeltmemiz şart.
Ya Rabb!
Açtık ellerimizi semaya, arşa.
Vardık huzuruna!
Muhammed'e ümmet olduk,
Merhamet denizine daldık.
Affet Rahmanım!
Affet gül yüzlü Nebi aşkına!
Kabede edilen dualar aşkına!
Boynumuz bükük ,günahımız çok,
Kulluk yolunda.
Ya Nebi!
Tut çek elimizden,
Battığımız günahlardan kurtar bizleri.
Özlemin yaktı ümmetini.
Ey Resul!
Bu mübarek gecede,
Evlerimize güneş gibi doğ!
Gözümüzden akan yaşlar,
Cennet gülleri olsun.
Şefaatinle mekânımız cennet olsun!
Gül kokulu Nebim!
Nurunla doldur evlerimizi,
Özlemin yaktı kavurdu,
Sana hasret çeken harabe gönüllerimizi.
Yaralı gönüllerimizin tek ilacı,
Muhammed Mustafadır,
Allahın habibi,
Biz aciz kulların şefaat ümidi.
Arşa yükseldi Muhammed,
Beş vakit namaz oldu farz.
Artık kendimizi düzeltmemiz şart.
Ya Rabb!
Açtık ellerimizi semaya, arşa.
Vardık huzuruna!
Muhammed'e ümmet olduk,
Merhamet denizine daldık.
Affet Rahmanım!
Affet gül yüzlü Nebi aşkına!
Kabede edilen dualar aşkına!
Boynumuz bükük ,günahımız çok,
Kulluk yolunda.
Ya Nebi!
Tut çek elimizden,
Battığımız günahlardan kurtar bizleri.
Özlemin yaktı ümmetini.
Ey Resul!
Bu mübarek gecede,
Evlerimize güneş gibi doğ!
Gözümüzden akan yaşlar,
Cennet gülleri olsun.
Şefaatinle mekânımız cennet olsun!
Gül kokulu Nebim!
Nurunla doldur evlerimizi,
Özlemin yaktı kavurdu,
Sana hasret çeken harabe gönüllerimizi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)